Arama
En son konular
En iyi yollayıcılar
KALÞSÌZ CADI (2562) | ||||
ЯUH ףЯΛŁłçӘSł (1846) | ||||
Nokta ~ (1322) | ||||
RuH UnutuRsun (1257) | ||||
hayalet (327) | ||||
qaMe 0weR (296) | ||||
gkce_maNga (269) | ||||
MmAnGa_MiRaYy (256) | ||||
Hüqo (172) | ||||
*z*e*y*n*e*p* (154) |
Anahtar-kelime
Mayıs 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | ||
6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 |
13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 |
20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 |
27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
Kimler hatta?
Toplam 10 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 10 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 290 kişi Ptsi Tem. 31, 2017 2:30 pm tarihinde online oldu.
Görüngübilim
maNga Fan Clup :: Kültürel :: Felsefe
1 sayfadaki 1 sayfası
Görüngübilim
Fenomenoloji, yani görüngübilim kurucusu Edmund Husserl olan felsefe görüşüdür. 20. yüzyılın ilk çeyreğinde görülen bilimlerdeki ve
düşüncedeki genel bunalım içinde doğup gelişen bir felesefe akımıdır.
Husserlci fenomenoloji, bu bağlamda, Metafiziği sona erdirerek somut
yaşantıya dönmek ve böylece tıkanmış olan felsefeye yeni bir
başlangıç yapmak iddiasıyla ortaya çıkmıştır.
Bir felsefe akımı olmaktan çok bir yöntem olarak tarif
edilmesi yaygındır. Fenomenoloji, her şeyden önce, fenomeni, yani
dolaysız olarak verilmiş olanı betimlemeye dayanan bir yöntemdir
çünkü. Bunu nasıl yaptığı ya da yapıp yapamadığı, yani yöntemin
iddiasını geçerli kılmak bakımından teorik düzlemdeki statüsü
tartışılırdır. Öte yandan, fenomenoloji, bu yöntem üzerinden kavramlar
ve kategoriler geliştirerek özgün bir felsefe akımı da meydana getirir.
20. yüzyıl felsefesinde ve kuramsal tartışmalarında etkili ve
belirleyici bir yere sahiptir Fenomenoloji. Heidegger'den Sartre'a, Frankfurt Okulu'ndan Foucault'a
ve Postmodern düşünürlere kadar pek çok düşünür ve felsefe eğilimde
etkisi görülür.
Fenomenoloji, (Türkçeye Görüngübilim olarak çevrilir) genel
felsefe akımlarında olduğu gibi özne-nesne
ilişkisini konu edinir. Nesneyi, en genel anlamda öznenin dış dünya ile
kurduğu ilişkilerinde algıladığı, deneyimlediği şey'ler
olarak görmesiyle pozitivizm ve ampirizm'le aynı noktada dursa da, temelde
fenomonoloji bu iki felsefe akımına karşı çıkar. Bu karşı çıkış en
başta, tek tek nesnelerin ele alınması konusunda ortaya çıkar. Tek tek
nesneler, Fenomenolojiye göre, belirli genel yasalara bağlı şeyler
değil, varlıkları yalnız raslantı kavramıyla açıklanabilir olan
şeylerdir. Ayrıca, dolaysız olarak verilmiş olanı betimlemeye dayalı bir
yöntem olmasıyla ilkin doğabilimini dışta bırakır ve böylece her iki
teorik eğilimi yadsır.
Fenomenoloji, yaygın olarak kullanılan deyişle, öz'lerin
araştırılması konusudur. Cünkü, bütün sorunlar sonunda özlerin
betimlenmesi sorununa geri götürülebilir. Ancak, bu noktada ayrımı
belirginleştirmek gerekir; Fenomonoloji, öz’lerin bilimi degil, öz’ü
görüleyen Bilinç’in bilimidir aslında. Algının ya da bilincin
özü'nün betimlenmesi sorunu, fenomenolojinin konusudur.
Fenomenolojik bakışa göre, gerçekliğin kendiliği diye bir şey
olamaz. Çünkü, gerçeklik, her zaman kendine yönelmiş bir Bilinç
tarafından bilinen bir gerçekliktir. Yani kendisine yönelen
bilinc tarafından görülen, algılanan ve bilincine varılan bir şeydir.
Öyle ise, dünya deneyimlerimizin tamamı, bilinç tarafından
kurulmuştur, en somut algılardan en soyut matematik formüllerine kadar.
Bu nedenle fenomenoloji, Bilinç'in sistematik incelemesini hedefler.
Hareket noktası olarak belli bir epistemolojiye
dayanma düşüncesinden uzak durur.
Böylece "fenomenolojik yöntem" denilen nokta öne çıkar. Buna göre,
hem bildiklerimiz hem de gerçeklik dışta bırakılarak, bilginin nasıl ve
hangi süreçlerde oluşturuldugu/oluştuğu anlaşılmaya çalışılır. Özgün
yöntemsel kategoriler geliştirir Fenomonoloji bu noktada. İki temel
kategorisi vardır bu yöntemin; „askıya alma“ ve „fenomenolojik
indirgeme“.
Bunlar, kısaca belirtilecek olursa, bir yandan verilmiş öğelerin,
yani dış görünümlerin raslantılsallığının paranteze alınarak dışta
bırakılmasını ve öte yandan da, bilimsel ya da mantıksal olsun,
çıkarsama yoluyla türetilmiş olan her tür yargıların ve çıkarsamaların
dışta bırakılmasını ifade ederler.
Böylece, ikili bir işlemle hem özne hem de nesne askıya alınmış ve
hem raslantısal olgular dünyasından hem de bilinci yönlendiren öznel
yargılardan kurtulunmuş olunur, ki sonuçta rastlantısal dış
görünümleri bir yana bırakılarak dünyanin öz'ü ortaya
konulabilsin. Salt öz ’e ancak
bu şekilde varılabilecektir.
düşüncedeki genel bunalım içinde doğup gelişen bir felesefe akımıdır.
Husserlci fenomenoloji, bu bağlamda, Metafiziği sona erdirerek somut
yaşantıya dönmek ve böylece tıkanmış olan felsefeye yeni bir
başlangıç yapmak iddiasıyla ortaya çıkmıştır.
Bir felsefe akımı olmaktan çok bir yöntem olarak tarif
edilmesi yaygındır. Fenomenoloji, her şeyden önce, fenomeni, yani
dolaysız olarak verilmiş olanı betimlemeye dayanan bir yöntemdir
çünkü. Bunu nasıl yaptığı ya da yapıp yapamadığı, yani yöntemin
iddiasını geçerli kılmak bakımından teorik düzlemdeki statüsü
tartışılırdır. Öte yandan, fenomenoloji, bu yöntem üzerinden kavramlar
ve kategoriler geliştirerek özgün bir felsefe akımı da meydana getirir.
20. yüzyıl felsefesinde ve kuramsal tartışmalarında etkili ve
belirleyici bir yere sahiptir Fenomenoloji. Heidegger'den Sartre'a, Frankfurt Okulu'ndan Foucault'a
ve Postmodern düşünürlere kadar pek çok düşünür ve felsefe eğilimde
etkisi görülür.
Fenomenoloji, (Türkçeye Görüngübilim olarak çevrilir) genel
felsefe akımlarında olduğu gibi özne-nesne
ilişkisini konu edinir. Nesneyi, en genel anlamda öznenin dış dünya ile
kurduğu ilişkilerinde algıladığı, deneyimlediği şey'ler
olarak görmesiyle pozitivizm ve ampirizm'le aynı noktada dursa da, temelde
fenomonoloji bu iki felsefe akımına karşı çıkar. Bu karşı çıkış en
başta, tek tek nesnelerin ele alınması konusunda ortaya çıkar. Tek tek
nesneler, Fenomenolojiye göre, belirli genel yasalara bağlı şeyler
değil, varlıkları yalnız raslantı kavramıyla açıklanabilir olan
şeylerdir. Ayrıca, dolaysız olarak verilmiş olanı betimlemeye dayalı bir
yöntem olmasıyla ilkin doğabilimini dışta bırakır ve böylece her iki
teorik eğilimi yadsır.
Fenomenoloji, yaygın olarak kullanılan deyişle, öz'lerin
araştırılması konusudur. Cünkü, bütün sorunlar sonunda özlerin
betimlenmesi sorununa geri götürülebilir. Ancak, bu noktada ayrımı
belirginleştirmek gerekir; Fenomonoloji, öz’lerin bilimi degil, öz’ü
görüleyen Bilinç’in bilimidir aslında. Algının ya da bilincin
özü'nün betimlenmesi sorunu, fenomenolojinin konusudur.
Fenomenolojik bakışa göre, gerçekliğin kendiliği diye bir şey
olamaz. Çünkü, gerçeklik, her zaman kendine yönelmiş bir Bilinç
tarafından bilinen bir gerçekliktir. Yani kendisine yönelen
bilinc tarafından görülen, algılanan ve bilincine varılan bir şeydir.
Öyle ise, dünya deneyimlerimizin tamamı, bilinç tarafından
kurulmuştur, en somut algılardan en soyut matematik formüllerine kadar.
Bu nedenle fenomenoloji, Bilinç'in sistematik incelemesini hedefler.
Hareket noktası olarak belli bir epistemolojiye
dayanma düşüncesinden uzak durur.
Böylece "fenomenolojik yöntem" denilen nokta öne çıkar. Buna göre,
hem bildiklerimiz hem de gerçeklik dışta bırakılarak, bilginin nasıl ve
hangi süreçlerde oluşturuldugu/oluştuğu anlaşılmaya çalışılır. Özgün
yöntemsel kategoriler geliştirir Fenomonoloji bu noktada. İki temel
kategorisi vardır bu yöntemin; „askıya alma“ ve „fenomenolojik
indirgeme“.
Bunlar, kısaca belirtilecek olursa, bir yandan verilmiş öğelerin,
yani dış görünümlerin raslantılsallığının paranteze alınarak dışta
bırakılmasını ve öte yandan da, bilimsel ya da mantıksal olsun,
çıkarsama yoluyla türetilmiş olan her tür yargıların ve çıkarsamaların
dışta bırakılmasını ifade ederler.
Böylece, ikili bir işlemle hem özne hem de nesne askıya alınmış ve
hem raslantısal olgular dünyasından hem de bilinci yönlendiren öznel
yargılardan kurtulunmuş olunur, ki sonuçta rastlantısal dış
görünümleri bir yana bırakılarak dünyanin öz'ü ortaya
konulabilsin. Salt öz ’e ancak
bu şekilde varılabilecektir.
Dildar Geverî- HızLı Üye
- Cinsiyet :
Mesaj Sayısı : 103
Puan : 177
Rep Puan : 2
Nerden : CenneTTen :)
Yaş : 29
Ruh Hali :
Takım :
maNga Fan Clup :: Kültürel :: Felsefe
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Çarş. Ağus. 31, 2016 4:05 am tarafından Nokta ~
» ''Yine Yeni Yeniden'' ÖZEL HABER
C.tesi Şub. 07, 2015 1:03 pm tarafından Nokta ~
» ''Yine Yeni Yeniden'' ÖZEL HABER
C.tesi Şub. 07, 2015 1:01 pm tarafından Nokta ~
» Slm ben furkan
C.tesi Şub. 07, 2015 12:55 pm tarafından Nokta ~
» maNga Özel Röportaj | tv8
C.tesi Şub. 07, 2015 12:53 pm tarafından Nokta ~
» maNga - Yine Yeni Yeniden
C.tesi Şub. 07, 2015 12:44 pm tarafından Nokta ~
» Berksan ft.Hande Yener - Haberi Var Mı?
C.tesi Ocak 31, 2015 7:15 am tarafından Nokta ~
» maNga ve Cizgi Karakterleri
Perş. Ocak 29, 2015 9:03 am tarafından Nokta ~
» Birol Giray (BeeGee) feat. Ferman - İki Yol
Perş. Ocak 29, 2015 6:12 am tarafından Nokta ~
» maNga Macau’yu Fethetti
Perş. Ocak 29, 2015 5:58 am tarafından Nokta ~
» Film Tadında Video Klip
Perş. Ocak 29, 2015 5:50 am tarafından Nokta ~
» maNga Radyo Viva`ya konuk oluyor
Salı Ocak 27, 2015 9:05 am tarafından Nokta ~
» maNga - Hani Biz
Salı Ocak 27, 2015 8:59 am tarafından Nokta ~
» maNga - Hint Kumaşı
Salı Ocak 27, 2015 8:55 am tarafından Nokta ~
» Cartel ft. Ferman Akgül - Sen
Salı Ocak 27, 2015 8:42 am tarafından Nokta ~
» maNga-Fazla Aşkı Olan Var Mı?
Salı Ocak 27, 2015 8:40 am tarafından Nokta ~
» İşte Işıkları Söndürseler Bİle albümümüzün ikinci klibi
Salı Ocak 27, 2015 8:37 am tarafından Nokta ~
» EFFICACY: maNga
Salı Ocak 27, 2015 8:33 am tarafından Nokta ~
» Ferman Akgül Ve Halleri
Salı Ocak 27, 2015 8:31 am tarafından Nokta ~
» maNga- Rock'n Coke Libido.
Salı Ocak 27, 2015 8:29 am tarafından Nokta ~